Dikkat Çekici Sözler

Güzel kadın şişede kalan son dubleye benzer. Herkesin gözü onun üstündedir ama almaya çekinirler. Sonra da densizin biri gelir löp diye götürür. Bu yüzden güzel kadın ya yalnızdır ya da öküzün biri almıştır.

Benim gönlümün kırılmaz sabrı, senin gönlünün yumuşamaz katılığı var. Şu hâlde sevgilim aşk yolunda ikimiz de sert taşız.

Aşk yüreklerden gökyüzüne kadar uzanan ateşten bir merdivendir.

Hayat, bazı şeyleri kafana vura vura, bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir.

Sen benim olmadıklarım ol. İyi ol mesela. Mutlu ol. Huzurlu ol. Aşk ol. Ve seni bana sevdirene emanet ol.

Rakıyı gören suyu kadını gören yatağı arar olmuş ne içmesini bilen var; ne sevmesini.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.

Dünyan öyle bir kararsın ki, seni aydınlatan tek ışık gözlerim olsun.

Bir insan ya sarhoş olunca sır tutamaz ya âşık olunca.

Yâre bir baksın, ne mümkün gözde sevda olmasın. Sen de sev, lakin bu sevda sözde sevda olmasın.

Aşk cennetin dilinden bize kalan yegâne hatıradır.

Ayrılık eğer yazılmış ise o zaman sana veda etmek gerekir.

Masada bırakılmış çay gibiyim, gittikçe soğuyorum hayattan.

Senin olanın yokluğu, bir alev gibi yaktı mı hiç seni?

İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar.

Kolay anlatılıyor acılar, kolay yazılıyor. Kolay yaşanmıyor oysa.

Aşkı ve sefaleti gizlemek güçtür.

Yalanlarımız güzel, inanması zevkli.

İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür, asıl mesele boğazdakiler.

Bir aşkı sürdürmeyi de bilirim süründürmeyi de!

İntihar haramdı, biz de yüzümüzü astık.

Daha dün, bütün ihtişamı ile orada iken, bugün ararız, yerinde yeller eser.

Sonra bu roman kaldığı yerden devam etti; giden dönmedi, kalan unutmadı.

Gündüzler sizin olsun verin bana geceleri.

Gerçek aşk, karşılık olarak hiçbir şey beklemediğin yerde başlar.

Kahve falında balık para demekse; en büyük hazinemdir gözlerindeki okyanus.

Kırılmış bir kalbin hesabı, bu dünyaya ağır gelir.

Kalbimin kapısına “buradan geçmek yasaktır” diye yazdım. Fakat aşk, gülerek geldi ve “ben her yere girebilirim” diye fısıldadı.

Ey aşk! Bütün öteki zevkler, senin acıların kadar değerli değil.

Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan.

Eski aşklar yanmış, sönmüş kömür gibi gayet kolay alev alır.

Aşk yirmisinde tatlı bir hülya, otuzunda bir ihtiyaçtır. Kırkında bir alışkanlık, ellisinde ise sadece küstahlıktır.

Anlaşılan üretiminde bir hata oldu? Beyin koymayı unutmuşlar.

İnsan adı verilen hiçbir yaratık, aşka emirler veremez!

Tabiat aşkı, insanın ümitlerini boşa çıkarmayan yegâne aşktır.

Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece.

Yüreğin dişisi erkeği olmaz; bir ‘mert’ olanı vardır bir de ‘namert’

Şimdi ben mutluluğa müebbet yesem, kesin yarın af çıkar.

Keşke yanımda olsaydın demiyorum, biliyorum ki; isteseydin olurdun.

Ey sevgili nedir yüzündeki acı yoksa kırılan hayallerim mi battı eline?

İlk ve son aşkımız kendimize karşı olandır.

Beklemek ne güzeldir, sevgili gelecekse bir gün.

Tutar yönünü şaşırır hasret cehennemine düşersin. Sonra o kadar uğraş ki o yangını söndüresin.

Aşklar, ovaları kaplamış olan muazzam ordulara benzer.

Çok talibim var diyenler; sevinmeyin. Ucuz malın alıcısı çoktur.

Yaşayış, gelenek, düşünce her şey değişiyor Bir tek şey değişmiyor: aşk!

Yarı yolda bırakmışım. Nankör olma yarı yola kadar getiren benim.

Özlemekten daha zor bir şey varsa; o da özlediğini, özlediğin kişiye söyleyememek.

Aşk deniz meltemleri gibidir; sesini duyarız, nereden gelip nereye gittiğini kestiremeyiz.

Bir martı olsaydım dönüp dolaşıp yine senin kafana sıçardım…

Aşk, büyüktür ama sonsuz değildir.